İzmit Mutlu Sonlu Masöz

Barmen siparişini hazırlarken Scarlet çenesini eline dayadı ve öteki elinin parmaklarını el ekranında gezdirerek şu kelimeleri girdi; Ekrandan, kendilerini kurt sürüsü ve gizli topluluklar olarak tanımlayan müzik gruplarıyla, internet toplukları sıralandı. aslabir sonuç bulunamadı. Scarlet bunun fazlasıyla geniş bir tanımlama bulunduğunu İzmit Mutlu Sonlu Masöz sadece yazdıktan sonrasında fark etti. Yazdığını hızla düzeltti. Arama sonucunda 20,400 sayfa çıkınca, aramasına PARİS’İ de ekledi. İki yaz önce Paris’te turlayan bir müzik grubu listelendi. Sonuç yok. Sonuç yok. Sonuç yok.

Sinirleri bozulan Scarlet, saçlarını kapüşonunun içine tıkıştırdı. Kendisi bilincinde olmadan espressosu önüne bırakılmıştı bile. Bir yudum almadan önce, minik fincanı ağzına yaklaştırıp birazcık üfledi. Kurt Birliği denilen bu örgüt 962 üyeye sahip olacak kadar uzun süreden beri ortalardaysa, onlarla ilgili bir kayıt bulunmaması imkânsızdı. Suçlar, davalar, cinayetler, topluma hastalık veren her türlü şey. Arama yaparken başka hangi kelimeleri girmesi gerektiğini düşündü ve Wolf’u daha çok sorgulamış olmayı diledi. “oldukca belirli bir arama.”

İzmit Mutlu Sonlu Masöz

Scarlet başını yana çevirdi ve iki tabure yanında oturan, ne zaman geldiğini bile fark etmediği adama baktı. Adam hafifçe kısık gözleriyle, yanağındaki gamzesini hafifçe ortaya koyarak kıza cilveli bir şekilde gülümsedi. Adamın yüzü Scarlet’a aşina geldi, sonra onu henüz bir saat önce Toulouse’taki tren istasyonunda görmüş olduğunü hatırladı. “Ben de belirli bir şey arıyorum aslına bakarsan,” dedi Scarlet. “Fark ettim. ‘Erdemli kurtlarmış benzer biçimde davranan…”Bunun ne anlama  gelebileceğini hayal bile edemiyorum.” Barmen, kaşlarını çatarak onlara doğru baktı. “Ne alırsınız?” Adam gözleri barmene çevirdi. “Çikolatalı süt lütfen.”

Barmen eline boş bir bardak alırken, Scarlet da kıkırdadı. “Siparişin konusundaki ilk tahminim bu olmazdı.” “Öyle mi? Peki ya ne olurdu?” Scarlet adamı baştan ayağa bir süzdü. Adamın yaşı, ondan fazla büyük olamazdı ve klasik anlamda bir yakışıklılığa sahip olmasa bile, yaydığı bu özgüven duygusuyla, şüphesiz ki hanımlarla arası iyi olmalıydı. Kısa boylu ama kaslıydı, saçları düzgünce arkaya doğru taranmıştı. Neredeyse kibirlilik sınırlarında gezinen, bir kendinden emin olma havasına sahipti. “Konyak,” dedi Scarlet. “Babamın da en sevdiği içkidir.” “Ne yazık ki bugüne dek ağzıma bile sürmedim.” uzunca bir bardak çikolatalı süt önüne konduğunda, adamın yanağındaki gamzesi iyice derinleşti.